“Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.”
Kerem, İstiklal Marşı’nın “Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.” mısrasını analiz etmeye devam etti. Şair Mehmet Akif Ersoy’un yine o kişi adına konuştuğunu fark etti ve heyecanını koruyarak yorumlamasına devam etti.
Bu mısrada, o kişinin kararlılığını ve gücünü vurgulayan ifadelerin yer aldığını söyledi. “Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım” dizeleriyle o kişinin sınırlarını aşan bir güce ve iradeye sahip olduğu anlatılıyordu. O kişi, kararlı duruşuyla dağları bile yırtabilecek bir güce sahip olduğunu gösteriyor, enginliklerin sınırlarını zorlayacak kadar büyük bir potansiyele sahip olduğunu dile getiriyordu. O kişi, kendi varlığıyla taşacak, sınırları aşacak kadar güçlü ve etkileyiciydi.
Kerem, bu mısranın, o kişinin gerçek kimliğini ve yaşadığı olayların iç yüzünü anlamaya yönelik bir amacı olduğunu düşündü. Belki de o kişinin geçmişi, olağanüstü olaylarla dolu ve bu olayları kabullenemeyen, içselleştiremeyen bir kişilikti. Bu mısra, o kişinin farkındalık kazanma yolculuğunu yansıtıyor ve onun kişiliğinin derinliklerini ortaya çıkarıyordu.
Aynı zamanda, Kerem bu mısrada Türk bağımsızlığını çağrıştıran ifadelerin yer aldığına dikkat çekti. Bu durum, şiire farklı bir anlam katarken, o kişinin kişiliği ile Türk milletinin kişiliği arasındaki benzerliğe de dikkat çekiyor. İstiklal Marşı, sadece bireysel bir hikayeyi anlatmakla kalmıyor, aynı zamanda Türk milletinin ortak değerlerini ve ruhunu yansıtıyor.