Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı
Kahraman Kerem, dağların zirvesinde durmuş, etrafında esen rüzgarın hafif dokunuşlarıyla tefekkür eden bir ruh haline bürünmüştü. Şairin dizelerinde yankılanan “Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı” sözleri, Kerem’in içinde derin bir çağrıya dönüşüyordu.
Şair, Kerem’i bu kez tefekküre davet ederek, geçmişin kahramanlarına bir saygı duruşu yapmaya çağırıyordu. “Düşün,” diyordu şair, ve bu kelimeyle o kişinin kendi tarihine, milli değerlerine, kahramanlık hikayelerine dönmesini istiyordu. Kefensiz yatan binlerce kahramanın hikayesi, onların fedakarlıkları, Türk vatanının bağımsızlığı ve milletinin huzuru için verdikleri mücadele, Kerem’in içinde yeni bir bilinçlenmeye yol açıyordu.
Bu mısra, Türk milletinin tarih boyunca yaşadığı kahramanlıkları, zorlukları ve fedakarlıkları simgeliyordu. Şehit düşen Mehmetçikler, kefensiz yatanlar, Türk milletinin bağımsızlığı uğruna verdiği mücadeledeki sembol isimlerdi. Şehitlerin kefensiz yatmaları, onların fedakarlıklarını, ülkeleri için verdikleri mücadeleyi ve Türk milletinin varoluş mücadelesini simgeliyordu.
Kurtuluş Savaşı’nda, Mehmetçiklerin imkansızlıklar içinde gösterdiği fedakarlık, azim ve kahramanlık, Türkiye’nin bağımsızlığını kazanmasına olanak sağlamıştı. Bugün özgür ve saygın bir Türkiye’nin temelleri, bu kahramanların kefensiz yatan fedakarlıkları üzerine inşa edilmişti. Şehitlerin mirası, Türkiye’nin güneydoğusunda ve Kıbrıs’ta da devam etmiş, binlerce şehit verilmişti.
Kahraman Kerem, bu düşündürücü sözlerle daha derin bir anlam bulmuştu. Şehitlerin mirası ve fedakarlıkları, ona bir sorumluluk duygusu aşılamıştı. Onun yolu, sadece kendi kişisel mücadelesini değil, aynı zamanda bu büyük tarihi mirası yaşatmak ve yüceltmek için bir çağrıya dönüşmüştü. Bu, Kerem’in içindeki kahramanlık ateşini daha da alevlendirecek bir başlangıç olacaktı.