Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?

Kahraman Kerem, dağların yüksek zirvesinde durup etrafındaki manzarayı seyrediyordu. Gökyüzündeki kuşlar, rüzgarın melodisiyle dans ediyor, ağaçların yaprakları ise vatan topraklarına özlemle hışırdayarak ona bir çağrı yapıyormuş gibi geliyordu. Şairin dizeleri, Kerem’in içindeki vatan sevgisini körükleyerek, onu bu büyük sevdaya daha fazla bağlamıştı.

“Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?” sözleriyle şair, Türk milletine sesleniyor, onların yüce vatanlarına olan bağlılığını, fedakarlığını yüceltiyordu. Kahraman Kerem, bu mısranın içinde, Türk halkının, sağcısından solcusuna, inancından etnik kökenine kadar, bu vatan uğruna seve seve fedakarlık yapabilecek büyük bir millet olduğunu görüyordu.

Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana Türk halkı, bu cennet vatanın bekçisi olmuş, güneydoğuda, Kıbrıs’ta ve dünyanın dört bir yanında görevini ifa etmiştir. Önceki kıtalarda yaşanan olaylar ve dış tehditler karşısında Türk milleti, birlik ve beraberlik içinde ayaklanmış, vatanı için kenetlenmiş, gösteriler düzenlemiş, mitinglerde bulunmuştur.

Kahraman Kerem, şairin bu sözleriyle, milletinin fedakarlık ve vatan sevgisiyle dolu bir destan yazdığını düşünüyordu. Batıdan gelen tehditkar açıklamalar ve ABD’nin Irak, Afganistan işgalleri, Türk milletinin gururunu ve bağımsızlık aşkını ateşlemiş, her bir birey vatanı için bir nefer olma arzusuyla yanıp tutuşuyordu.

Şairin sözleri, Kahraman Kerem’in içinde bir ateşi daha da büyüterek ona vatanı için daha fazla sorumluluk yüklemişti. Artık o, bu cennet vatanın bir parçası olarak, kendi kahramanlık hikayesini yazmak üzere yola çıkıyordu.

  • Şubat 10, 2024