“Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak”
Kerem’in analizi oldukça etkileyiciydi. İstiklal Marşı’ndaki “Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak” mısrasını detaylı bir şekilde açıklamıştı.
Kerem’in yaptığı tahlil, mısradaki gizemli şahsın Türkiye’de yaşayan bir aileye ve evlerine atıfta bulunduğunu gösteriyordu. “Yurdumun” ifadesiyle Mehmet Akif Ersoy, kendi vatanından bahsediyor ve Türkiye’ye işaret ediyordu. “Sönmeden” sözcüğü ise o ailenin evinin varlığının korunması ve saldırıya uğramaması gerektiğini ifade ediyordu. Bu mısra, o ailenin büyük sarsıntılar yaşayacağını ve dışlanabileceklerini gösteriyordu.
Kerem’in yorumuna göre, bu mısradan anlaşıldığına göre, söz konusu ailenin Türkiye sınırları içinde yaşadığı, Türkiye’ye ait oldukları ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı oldukları çıkarımı yapılabiliyordu. “En son” ifadesiyle ise Türkiye’nin bir ucu ya da en yüce anlamı kastediliyor olabilir. Şair, bu mısra aracılığıyla bu aile ve evden bahsediyor.
Kerem’in açıklamalarıyla birlikte İstiklal Marşı’ndaki bu mısra, Türkiye’nin bağımsızlığının korunmasıyla ilgili bir anlam taşıyor. Şiirde bahsedilen şahıs ve ailesinin varlığı, Türkiye’nin sınırları içinde devam ettiği sürece, bağımsızlık da devam edecektir. Bu nedenle, bayrağın sönmemesi, Türkiye’nin bağımsızlığının kaybedilmemesi ve bu ailenin varlığının güvence altında olmasıyla ilişkilendiriliyordu.
Kerem’in yorumlarıyla birlikte İstiklal Marşı’nın derinliklerindeki mesajlar daha da belirginleşiyordu. İstiklal Marşı, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesini ve milli birliği temsil ederken, aynı zamanda her bir bireyin, ailenin ve evin bu mücadeleye olan katkısını vurguluyordu. Kerem, bu mısranın anlamını çözerek, Türk milletinin birlik ve beraberlik içinde bağımsızlığını korumasının önemini ortaya koymaya çalışıyordu.